Başlıktan hemen anlamışsınızdır hangi
canlıdan bahsedeceğimizi;
tabii ki tilkiden bahsediyoruz. Tilkilerin
duyu organları çok mükemmel yaratılmıştır. Genellikle tek tek gezerler. Alaca
karanlıkta ve geceleri
daha aktif olurlar. Ancak çok aç
kaldıklarında gündüzleri de avlanırlar. İnsanlardan başka önemli bir düşmanları
yoktur. Çok kurnazdırlar. Hatta halk arasında, "tilki gibi kurnaz” sözü bu
husustaki şöhretlerini
ortaya koyan güzel bir örnektir.
Gerçekten tilkiler dillere destan olacak
bu ünü hak edecek kadar kurnaz mı değil mi bir bakalım:
Bazen avını yakalarken ölü numarası yapar ve
avı bu numarasını yutar. Tilkinin yanına iyice yaklaşır, tilki de yapması
gerekeni hemen yapar ve avını yakalar. Nasıl ama?
Bazen de avcılardan kurtulmak için inine
sığınır, peşindekileri yanıltmak için inin girişlerinden birine dışkısını
bırakır.
Avcılar taze dışkıyı
görünce tilki içeride diye beklerler. Onlar bu kapıda beklerken tilki çoktan
diğer kapıdan çıkmış kayıplara karışmıştır.
Bir ini sürekli
olarak kullanmazlar, düzenli şekilde değişik inleri kullanırlar, ilahi bir
şevkle inlerine birçok giriş yaparlar. On beş kadar giriş yapanlar bile vardır.
Gafil bir anına denk gelir de ininde yakalanma tehlikesi geçirirse bir tilki,
çıkışlardan en uygun olanını kullanarak kaçabilir.
Demek ki, hayvanlar
âlemindeki düzenin dengede kalması için böyle kurnaz canlılara da ihtiyaç var.
Öyle
görülüyor ki tilkiler
kurnazlık unvanını hak ediyorlar.belgesel izle